Bu Blogda Ara

13 Ocak 2009 Salı



ilk diş,ilk adımlar,ilk konuşma,ilk anlamlı cümleler...hergün ayrı bir heyecanla başladı bizim için....ve aradan tam dört yıl geçti.....bugün artık karşılıklı sohbet edebildiğimiz, bir sorunla karşılaştığında bize anlatan, kreşe gidip bütün gün bizden bağımsız hareket eden , güzel resimler yapan, arkadaşlık ilişkileri kurabilen ,hayal dünyası sınırsız , tatlı , şirin , bilmiş bir çocuk oldun....

12 Ocak 2009 Pazartesi

neler yaşandı 2


ve 1 yaş........

koskocaman bir yıl.....

ilk adımların atılmaya başlandığı dönem...yürüme çabasının ortaya çıkmasıyla birlikte merakında hat safhada olduğu zamanlar.........bir ot uğruna saatlerce çimenlerde yuvarlanılan anlar.......

artık büyüyorum........



sonrasında sancılar kesildi.......
koliğe tamda alışmıştık...:))

agular başladı....iletişim kurma çabası daha da belirginleşmişti....ağzından çıkan her sesi bizde onunla birlikte tekrarladık....tekrarladıkça bu durum onunda hoşuna gitmeye başladı ....agular bababababa lara dönüştü....tabi babamız "bak gördün mü önce baba dedi" diye sevinsede aslında bunun gerçek bilinçli bir baba olmadığını zaman içinde öğrendik....olsun babamızın mutluluğu görülmeye değerdi... :))

neler yaşandı 1

ve sonra aradan 9 ay geçti........tabi herşey bu kadar kolay olmadı...kolik sancıları ,uykusuz geceler ve birbirimize alışma süreci....o beni yıllardır tanıyor gibiydi bense ilk kez tanışmışlığın acemiliğiyle şaşkındım...evet tek kelimeyle böyle özetlenebilir "ŞAŞKINDIM"
hergün aynı saatlerde ağlama krizleri....panik içinde doktora gidiş ve
ders1 : bebekler neden ağlar?
konu : kolik mi o da ne?
ünite: sence atlatacak mıyız hayatım?
hamileyken o kadar çok şey okumuştum ki ve okuduklarım gerçeklere ışık tutsada yaşadıklarımla örtüşmekte yetersiz kalıyordu....üstüne üstlük yanımda akıl danışacağım sadece eşim vardı...durum vahimdi :)
sonra doktorumuz kitaplar büyüklere sormalar derken her gece düzen değişmeden ağlamalar yaşandı....yaşandı ama biliyorum ki o anlar bize o gün için çok şey öğretti....biz az çok dönemin acemiliğini üstümüzden atar gibi olduk küçük bey ise bize kendini yavaş yavaş anlatmayı başardı...:)
asıl macera bundan sonra başlıyordu........







can ve annesi


tarih 12 aralık 2004....

gün geçmek bilmiyor ben ayaklarımı uzatmış yatıyorum çevremdeki insanlar koşturup duruyor...akıllarınca son hazırlıklar tamamlanıyor...ev şöyle güzelce temizleniyor.. .her milimetre karenin tozu alınıyor...yemekler pişiyor ocakta...."ah canım şunu istiyor" demek için son şanslarımı kullanıyorum...o da ne işte önümde beliriyor...se ni seviyorum...mi nik tekmelerin heyecanımı birkat daha arttırıyor ama bu tarifsiz bir heyecan. olsun bu heyecanı uzun bir süre yaşayamayacağımı bildiğim için tadını çıkarmaya bakıyorum....herkes heyecanlıda belli etmiyor pozlarındalar...o ne yaa gelin olduğumda bile bukadar heyecanlı değillerdi...şimdiden kıskanıyorum seni.... yemek saati erkene alınıyor..sonra su bile içmem yasaklanıyor...hayırdır diyorum içimden ya canım su istiyor....olm azlar başlıyor kurallar diziliyor...içim rahatlıyor çünkü ilk kez kuralları seviyorum sana dair oldukları için...bir beşik var oda da birde çanta....herkes iyigeceler diliyor sonra...uyumak lazım dinlenmek gerek deniliyor...am a biliyorum o gece kimse doğru dürüst uyuyamıyor...her yataktan kalkışımda babanın o ağır uykusu kuş uykusuna dönüyor o da benimle zıplıyor..."iyi misin hayatım ? sözlerinin ardından odamızın kapısı çalınıyor....annecim iyiyim diye sesleniyorum.. .ardından babam..".bişey mi oldu?"çaresiz odadan çıkıyoruz...yok bişey uykum yok...ve tadına doyamadığım ogece.... 2saat boyunca herkes benim ve eşimin doğum hikayelerinden nasıl büyüdüğümüzden vs..bahsediyor ...daha doğmadan bizi yeniden kenetliyorsun ve aile olduğumuzu bize tekrar hatırlatıyorsun....sabah oluyor daha kurduğum saatin zili çalmadan kalkıyorum....


tarifsizdir o ilk karşılaşma...anlatılamaz anlatılsa bile yavan kalır...o yüzden siz ilk karşılaşmanızı hatırlayın ne demek istediğimi anlarsınız....hayatımda gördüğüm en güzel görüntüyü bulanık görmek inanılmaz acı vermişti bana...bi gayret yerimden kalkacaktımki oda ne kalkamadım....işte yine annem koştu yardımıma...bebeğimi verdi kucağıma...kokusunu tenini sıcaklığını....şimdi daha belirgindi... kırmızı yüzü,şiş gözleri,buruşuk elleri..kimsey e aldırmadan çıkardım eldivenlerini. ..parmaklarındı avumun içinde kaybolan ...üşümüş elleri diyebildim ve ağlamam o gün benim en güzel günüm dediğim saniye olanlar oldu.....oldu be oğlum..ikinci kez ama ilk kez olduğu gibi aşık oldum sana....


içerisi kalabalık ama biri varki o kalabalığın içinde en belirgini çünkü çok şaşkın... bakıyorum gözleri gözlerimin içinde rengi seninkinden mor...korkuyor hissediyorum.. .anneyim ya artık herşeyi hissediyorum.. .söylemiştin bana alamam bilemeki kucağıma nasıl alacağım diye...hatırlıyorum...yanıma çağırıyorum...ayrılmak istemiyorum senden ama babaya da hissettirmen lazım o sıcaklığı...bi gayret bir çaba oldu olacak sesleri arasında babaya ulaşıyorsun...o da ne sanki düşerse kırılacakmışsın gibi sımsıkı kucaklıyor seni..yüz kere okuduğu bebek tutma pozisyonunu layıkıyla yerine getiriyor...ağız kulak mesafesi sıfır...ses tonu en tizde...yine beni güldürüyor...


susuzluğum açlığım aklıma gelir gibi oluyor ama sen varsın kucağımda kimin umurunda...hani derler ya acılar sıkıntılar o minicik yürek yüreğinize düştümü silinir gider diye...siliniyor be oğlum....


İŞTE BİR CAN IN DOĞUŞU...........